Kamu kurumları, sahte diplomalar konusunda hassasiyet göstermiyor, araştırma yapmıyor.
Üniversitelerimiz elektronik altyapı konusunda oldukça geri durumda.
Sahte diploma konusu kamuoyu gündemine gelmesine rağmen, neredeyse tüm üniversiteler önceki yıllara ait diplomalar için elektronik alt yapı oluşturamadı.
MEB, şuan bu konuda en hassas olan kurum… Bakanlık 1 milyon personelden yükseköğrenim mezunu olanların önce diploma numarası ve diploma tarihlerini MEBSİS kayıtlarına işletti. Sonrasında ise bu diploma bilgilerini tek tek üniversitelere sorarak doğrulama işlemi yaptı. Verilen diploma no ve tarih bilgisine, üniversitenin “Böyle bir diploma yok” cevabı vermesi sonrasında, ilgili diploma öğretmenden temin edilerek bir kez daha üniversiteye soruldu. Bu ikili kontrol sürecinde şuana kadar toplam personelin yüzde 10’unun diplomaları kontrol edildi. Bu kontrollerde 200’e yakın diplomanın sahte olduğu anlaşıldı ve ilgili personelin görevine son verildi, durum Cumhuriyet savcılığına bildirildi.
Ancak, bu süreç şuan için sadece MEB’de yürüyor. Diğer kamu kurumlarının böyle bir çabası bulunmuyor.
Sahte diplomayla öğretmen olanlar olduğu gibi sahte diplomayla hakim savcı, mühendis, mimar, sağlık personeli olması da mümkün.
Sahte diplomalı kamu personelini ayıklamak için;
1- YÖK’ün tüm üniversitelere, geçmişe doğru diploma bilgilerini 15 gün içinde elektronik sisteme girmeleri konusunda bir talimat vermesi gerekiyor.
2- Tüm diplomalar sisteme girildikten sonra, bir Başbakanlık Genelgesi çıkarılarak, tüm kamu kurumlarına, diploma bilgilerini e-Devlet üzerinden kontrol etme talimatı verilmesi gerekiyor.
Bu konudaki ana sorumluluk YÖK ve Başbakanlıkta bulunuyor. Bu kontrol yapılmadığı sürece geçmiş dönemde sahte diplomadan dolayı kamuya giren ve hatta emekli olan kişileri bulmak mümkün olmayacaktır.
Hali hazırda, e-Devlet sisteminde sadece 2011’den sonraki diploma verileri bulunuyor. Neredeyse hiçbir üniversite geçmişe doğru diploma verilerinin sisteme tam olarak giremedi. YÖK, diploma verilerinin sisteme yüklenme sürecini sağlıklı olarak takip etmeli, biraz da kendisinden kaynaklanan bu sorunu aşmalıdır. Kendisinden kaynaklı diyoruz zira 2016 yılında olmamıza rağmen, hala bir çok üniversitenin örneğin 1980 yılında öğrenim görmüş ve mezun olmuş bir öğrencisine ait veri için arşive inmesi, bu bunun için bir elektronik alt yapı oluşturulmaması önemli bir kusurdur. Ayrıca denklik başvurularında, karşı ülkedeki üniversite ile iletişime geçmeden, böyle bir üniversite veya bölüm olup olmadığını sormadan, denklik isteyen öğrencinin orada okuyup okumadığını teyit etmeden, denklikler verilmiştir. Buradaki kusur da YÖK’e aittir. YÖK’ü bir an önce bu eksiklikleri gidermesi gerekmektedir.