Ulaşmak göğe ve atıvermek en uç noktadan, en depresif hallerini ki unufak olmalı hepsi.
Biran dönüp bakmak yeryüzüne…
Bir selam çakmak gelen, yer eden ve sonunda da gitmiş olan her şeye.
Dur bir saniye. Neden yükseliyorum arkadaş? Ne oldu öldük mü yani? Ama daha yarın da üzülecektim ben, “Yoo!” aslında nereden biliyorum ki, belki düzelecekti her şey. Ama neden ben, neden bugün, neden…. nede.. ne…
Uzun zamandır takip ediyorum ‘77 milyon 695 bin 904 bölü 100 çarpı 12’’ (varın, sayıyı siz bulun matematiğimiz gelişsin J ) forumlarda, internet sitelerinde, sohbet ortamlarında engelli arkadaşların dillendirdiği “NEDEN BEN? NEDEN BÖYLE?” lerle uzayan “NE” temeline oturtulmuş sorular var karşımızda. Maleseflerimiz heybelerimizde dolu, ama’lar da hatırı sayılır kadar var. Bir deneyelim bu ikisini kullanmadan ilerleyebilecek miyiz ? Yani “maalesef” lere “ama”lara kaç cümleyi feda etmeden gidecek bu sohbet, bir bakalım.
Yazıma hayatın başını değil sonunu anlatan cümlelerle başladım yani hayatta bir şekilde varsınız başlangıç gerçekleşmiş siz bitişe bakın
Bir kere “ANNEM!” diyebilse oğlum; “OĞLUM!” dediğimde baksa yüzüme; koşarken düşse, dokunsa; sıcağa değmek için uzanabilse de “dur elin yanacak” diyebilsem.
Ahh! Annem, senin istediğin şeyler ömrü hayatımdaki özlemimdir, uzak bana bunlar.
Saydıklarımdan biri ya da bir kaçı içinizden geçmiştir eminim .
BİLİYOR MUSUNUZ ? 1 tane hayatınız var o da bir ağaç misali, her gün bir yaprağını bırakıyor toprağa, yani aslında ebedi istirahatgah için bir yatak hazırlıyor düşen her yaprak. Burada mesele, sizin kendinizi ne ağacı olarak gördüğünüzde. Çam ağacı olmakta var çınar ağacı olmakta… Evet hayat zor; dertler, tasalar, aşklar… Ve biz zor yaşantının temel aktörleri. Kendimden başlayayım. Mesela ben araba kullanamayacağım, arkadaşımsa beni bile göremeyecek. Belki top oynamayı o kadar çok isteyip de, topa vuramayacak olanlarınız da var. Hepimiz doğuştan gelen durumlarımıza bağlanmış “neden”lerin sonuçlarını Arıyoruz ve yaşıyoruz.
ENGELLİLİK BİR CEZA MI? Zor sorular bunlar değil mi? Ben bugüne kadar evet diyeni daha doğrusu “evet”ini delile bağlayanı görmedim. E NEDEN O ZAMAN? Bunu kim olarak sorduğuna bağlı değerli kardeşim. Bu, “sen” yani “insan” olmanla alakalı. bu soruyu sana soracak iradeyi veren kaynağı nasıl tahlil ettiğinle alakalı.
Misal düşün, engellisin sen.
Bir ya da birkaç uzvun eksik
Yani Mutsuzsun.
Ve araştırmışsın. Eminsin de Evrimle geldik bugüne diyorsun. Oyduk Şu oldu Bu devresini atlattıktan sonra İNSAN olmayı başardık sağolsun evrim J (peki ya beeen sen gelme ulan …) Evrim vuruyor tokadı sana neden? Çünkü o kusursuzluğu benimser Yani bir özelliğin tamamlanmamışsa o kamburluktan dik bir vücut haline gelen ünlü evrim resiminde sen arada kalmışsın orada bile yer bulamamışsın ve NE NE NE lerle kahrolmuşsun demektir
Cevabın Seni tanımlayan sistemde değil, sende. Eğer evrim haklıysa, zaten birkaç yüzyıla kalmaz o göz-ayak düzelir. İnsan kategorisine adım atarsın ‘’yaşarsan’’ J Sanırım o da zor evrimleşen arkadaşlarımda henüz bu tür bir kategori atlama olayı ile karşılaşmadım. O halde kahrolsun bağzı şeyler demeyi bırak be kardeşim. Hayat gayen ne? Ona bak sen. Kendi düşünsel evrimini tamamla. Kahrolmak yerine hiçbir uzvun hareket etmiyorsa, en azıdan düşün. Sana bakan annenin, bakmıyorsa babanın, o da yoksa devletin, o da yoksa ki, biri elbet vardır, sana şu oksijeni veren ağacın varlığını, evrimini düşün. Bir şey bulursan gurur duyar seninle Darwin. Sana sormamış ki evrim ne yapacaksın Giriş bölümüyle kafa yorup gelişme bölümünü atlıyorsun hayatın ve böyle sürerse filmin sonu nasıl biter kestirmek güç Çağan Irmaklı sonuçlara hazır değil bünyeler ağlatma bizi.. ölmekte girişteki ki sorularla elbette ki karşılaşmana sebep olacaktır. E o da sıkıntı… Kalanını zaten evrim birkaç yüzyıla halleder.
NEDEN ALLAH BENİ BÖYLE YARATTI ?
Çok derin sular bunlar, boğuluruz; hele sığ suda yüzecek bilgiye bile sahip değilsek… Adım attığımızda gider umudumuz, imanımız, hayatımız… Her şey gider. Düşünme değil, cümlelerimin gayesi. Ama düşünen, bu cümleleri kuran kim?, önce onu düşün, senin iman ettiğin RABB ı bu şekilde yükümlülük altında bıraktıracak soruları acaba sen mi soruyorsun burada soruları sen değil şeytan nefis sorduruyor. Yani vesvese… Yani sana Mevlayı suçlaman ve imanını yitirmen için Fısıldayıp duruyor bir şeyleri. Bu yüzden durduğun yeri çok iyi tahlil etmelisin. Ben inanıyorum ki tahkiki mana da bir iman sahibi bu soruları soranın kendisi olmadığından emin olacaktır.
Hayatında eksikliğini hissettiğin her şeyin bir noktada tamamlandığını görebilmen gerek sadece. Görmeyenin kulağındaki muhteşem ritim algısı…
Eli olmayanın ressam gibi ayağıyla resim çizebilmesi…
Duyamayanın dünyanın en büyük müzisyeni olması…
Kerim Selim abi var; görme engelliler; ikizler. Hukuk fakültesini 1. Ve 2. Bitirdiler. Santrançta ülkemizi temsil ettiler. Müzikle uğraşıyorlar.
Aslında eksik olduğunu düşündüğün (aslında benim gözümde farklılıktır o) durumun, bir cezanın neticesi olabileceğine inanıyor musun? Elbet bir noktada sana fazlaca bahşedilen bir özelliğin vardır sen kalkıp bunu ortaya çıkarmak yerine, kendinde olmadığını düşündüğün şeyin derdine düşersen, girişteki sorular hizmetinde kardeşim.
‘’Sen vazifeni ben iman ettim’’ diyerek tayin ettin. Burada artık vazifen inandığın Mevlaya kulluktur bunu imanınla tasdik ettin ona inanan bu sorulardan kalbini uzak tutar zaten ille de bir “NEDEN” sorun varsa aklında
(Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur. HAC: 46
Gerçek şu ki hiçbir şey bulamadıysan kendinde, kalbine bak; o, hala yerinde ve içinden şu ölsün, bu batsın, şu kahrolsun gibi cümlelere muhatap değilse, emin ol şu anda dünyanın %99 undan daha donanımlısın Çünkü temiz bir kalp dünya üzerinde elmastan bile daha az bulunuyor J ve unutma nasıl ki bir şehidin mertebesi senin benim mertebemden daha yukarıdaysa, sende yaşadığın ve sitemkar olmadığın her halin için benden daha yüksek bir mertebede olacaksın. Yeter ki varoluşundaki gayeyi belirle ve hayatının temellerini onun üstüne kur.
Ve inanmayan kardeşler…
Tarafsızlar…
Takım tutmayanlar…
Size zaten cevap vermeye gerek yok J “Daha Ben NE” yim sorusunun cevabını bulamamışken, bu tür sorular biraz kazık gelebilir. HAYAT bir sınav. Hem de istediğiniz sorudan başlayamadığınız BÜYÜK bir sınav.
Sonuç olarak, girişteki metin arzuladığımız hal olmasın. Neye inanırsanız inanın, Yazının ilk kelimesinden bu cümlesine kadar demek istediğim şey şuydu ’Bu yazıları okuyup mantığınızla filtreleyebilecek kadar değerlisiniz’ bunu asla unutmamanız diliyorum J
Yazıma teknik ve düşünsel desteğinden dolayı Feray ATAK hocama çok teşekkür ediyorum. http://yarindankalanlar.com/
Erol ÖZTAMUR
14.11.2015
UYARI:Bu köşe yazısının telif hakları Erol Öztamur‘a ve yayın hakları engelsizdunyam.org’a aittir. “www.engelsizdunyam.org” biçiminde aktif bağlantı kurularak, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©