Yine bir Eskişehir yolculuğu başlıyor. Bu aralar sık sık Eskişehir’e gidiyorum. Bu defa Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ile röportaj yapmak için.
Elbette hızlı treni tercih ediyorum. Hem hızlı hem keyifli… Biletimi ayırttım. Çünkü son güne kalırsanız bilet bulamayabiliyorsunuz.
Evet trendeki yerimi alıyorum. Yolculuğun başladığı ilk dakikalar etrafı seyretmeyi seviyorum. Tren hareket ettikten bir süre sonra ya kitap okurum ya da yazı yazarım. Bu bir rutiele döndü şimdilerde.
İki istasyon sonra yanıma bir hanım oturdu.
Sürekli bana bakışlarını yakalıyordum. Sanırım ne yazdığımı merak ediyordu ya da sohbet etmek istiyordu. Yazmayı bıraktım ve konuşmaya başladım, kendimi tanıttım. O da hemen sohbete koyuldu. Güzel bir öyküsü vardı. Yaşadıklarını coşkuyla anlatıyordu. Evine davet ederken adresini verdi. Yaptıklarının başkalarına da örnek olmasını istiyordu. Röportaj vermek istediğini söyledi. Ben de seve seve yapacağımı söyledim.
Özgürlüğüne düşkün, kısıtlanmayı sevmeyen bir insan. Zaten bu yüzden okumasına da izin verilmemiş. Bir çok konuda çok sivrilmesiyle sürekli göze batmış.
Evi çok kalabalıkmış. Tarla, kotun, tavuk yani her şey ve herkes bana bakıyor dedi. Hayatta hiçbir şeye geç değil.
Bir kadının bir erkeğin gölgesinde yaşaması gerekmiyor ki, onuruyla dik yaşamalı insan, dedi.
Odunpazarı evlerinde büyümüş. Biri kız dört çocuğu varmış. 22 yaşında evlenmiş. Eşimin desteği de çok önemli tabi dedi. Evlendiğinde toprağı hiç tanımıyormuş.Eşi çiftçiymiş. Pancar, arpa, buğday ekiyormuş. Karpuz, biber, domates, patates gibi bahçe işleri var bi de dedi. 250- 300 dönüm arazileri varmış. Mahsulü alınca pazara götürüp satması da onlarda tabi. Ben jokerim, bana nerede ihtiyaç varsa oradayım diyor gülerek. Bu arada bir de KOSGEB belgesi almış. Güzel tatlar, lezzetler yapıp hizmete açmak istediğinden bahsetti. Ev makarnası projesi varmış. Yumurta dahil tüm malzeme doğal olacakmış ama… Bir çok insana iş kapısı açmak istiyor. Kendisiyle birlikte başkalarına da umut kapısı olmak istiyor.
Ve insan bu manzara karşısında gururlanıyor. Nergis Hanım ortaokul mezunu. Çörekotu yetiştiriyor ayrıca. Bir dönümde denemişler, sonuçtan çok memnun kalmışlar. Dur durak bilmiyor. İlçeler arası kadın yarışmalarını organize etmek için ondan yardım alıyorlar.
Umut umut umut…
Gözleri pırıl pırıl parlarken bir saatlik yolculuğa bir hayat sığdırıyor.
Alisa Çiçek Akyol