1. Anasayfa
  2. Alisa Çiçek Akyol

Az Görme ile ilgili tüm bilinmeyenler – RÖPORTAJ


0

Az Görme Rehabilitasyon Merkezi Kurucusu Beyhan Uğur’a sorduk
Uluslararası Tüm Engelliler, Yaşlılar, Kimsesizler Federasyonu Ankara İl Başkanı Alisa Çiçek Akyol, Özel Lokman Hekim Akay Hastanesi Az Görme Rehabilitasyon Merkezi Kurucusu Beyhan UĞUR’a ile Az Görme ile ilgili tüm bilinmeyenleri sordu.

Konunun üzerinde hassasiyetle duran UĞUR, konunun  çok önemli olması sebebiyle yeterince bilgilendirme yapılması gerektiğine değindi. Ayrıca Beyhan UĞUR, sayısız insanın  doğru yaklaşımlarla daha rahat ve huzurlu bir yaşam sürebileceğini vurguladı.
Beyhan UĞUR’dan aldığımız bilgilere göre;
“Rehabilitasyon gereksinimi olan bireylere eğitim ve danışmanlık yapmak hemşire sorumlulukları arasında yer alır.

Dünyada; 45 milyon körlük, 110 milyon az gören vardır. Körlüklerin 2/3’ü önlenebilir veya tedavi edilebilir niteliktedir. Gerekli önlemler alınmadığında 2020’de yaklaşık iki misli az gören olacaktır.

Az görenlerde re/habilitasyonun amacı;
Bireylerin görme kaybının yaşamları üzerindeki fonksiyonel kısıtlanmasını en aza indirerek;
Bağımsız,Üretici,  Zevkli    KALİTELİ YAŞAM  sağlamaktır.
Her 5 saniyede 1 insan,Her 1 dakikada  1 çocuk azgören olmaktadır.
“Az görme”, körlüğe göre görme işlev kaybının daha az olduğu, kişinin görme işlevini arttıran yardımcı cihazlardan yarar gördüğü durumdur. Az görme, bireyin yaşam kalitesini önemli derecede etkiler ve hem birey hem de toplum için önemli bir sosyoekonomik sorundur.
UĞUR, Çocukluk çağı körlük ve az gören çocuklarla ilgili sorulara ise şu şekilde açıklama getirdi.
“Diğer yeti yitimi alanlarında olduğu gibi, görsel yeti yitimi yaşla artar ve  senil çağda en yüksektir. Körlük derecesinde görmesini kaybetmiş insanların  %82 si 50 yaş ve üzerindedir.

UĞUR, az görmenin genel bir tanımı ise, standart gözlük ve kontakt lensler ile düzeltilemeyen ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen görme düzeyidir, şeklinde tanımladı.
Gelişmekte olan ülkelerde çocuklarda körlük  her bin çocuk için 1.5 kadar yüksek iken, gelişmiş ülkelerde her bin çocuk için 0.3 civarındadır.

Bebek ve çocuklar önlerindeki uzun  yıllar nedeni ile yaşamlarının çok önemli bir bölümünü, hatta bazen tamamını görsel yeti kaybı nedeni ile yaşamak zorunda kalırlar.

 Örneğin çocuklarda tüm nedenlere bağlı ‘kör yıllar’ ın sayısı, yetişkinlerde dünya genelinde körlüğün birinci nedeni olan katarakta bağlı ‘kör yıllar’ ın sayısına hemen hemen eşittir.

Üstelik bebek ve çocukların fiziksel ve psikososyal gelişimlerinde, öğrenme ve çevre ile integrasyonlarında, görme en baskın duyudur. Yetersizliğinde çocuğun özellikle nörodavranışsal gelişimi olumsuz etkilenir. Sonuçta birey, aile ve tüm toplum sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan ağır yükler taşımak durumundadır.

 İkinci olarak, çocukluk dönemindeki görsel yeti kayıplarının çoğunluğu önlenebilir ve/veya tedavi edilebilir niteliktedir. Ayrıca bebek ve çocuklarda görsel kayıplara yol açan pek çok neden (örneğin vit A yetersizliği, prematüre doğumlar, kızamık, menejit, doğuştan rubella sendromu gibi) aynı zamanda ölümlere de yol açmaktadır.

Görme doğduktan sonra kazanılan bir fonksiyondur. Görme sistemi yeni doğan bir bebekte anatomik ve fizyolojik olarak gelişimini henüz  tamamlamamıştır. Bu gelişim için özellikle görme merkezine iletilebilen net görsel uyarılar gerekmektedir. Bu nedenle bebeklik ve erken çocukluk dönemi görsel gelişimin tamamlanabilmesi, erken tanı, zamanında tedavi ve gerektiğinde görsel habilitasyon programlarının etkili bir şekilde uygulanabilmesi açısından çok değerli bir dönemdir.

Daha önce de belirtildiği gibi görsel yeti yitimi  çocukluk döneminde göreceli olarak düşüktür.  Günümüzde dünya genelinde 285 milyon ( 39 milyon kör, 246 milyon az gören) görsel yeti yitimlinin, 19 milyonu çocuktur (0-14 yaş). Bu çocukların 12 milyonunda görsel yeti yitimi tedavi edilebilir bir neden olan düzeltilmemiş kırma kusurlarına bağlıdır. Ne yazık ki 1.4 milyon çocuk görsel yetisini irreversibl olarak kaybetmiş durumdadır. Bu tüm yaş gruplarındaki körlerin yaklaşık % 4 ü demektir.

UĞUR, az görme ve depresyon ilişkisinede açıklama getirdi.
“Yaşlanma tüm sistemleri etkileyen bir süreçtir. Yaşam süresinin uzaması ve bunun sonucu olarak yaşlı nüfusun artması nedeniyle yaşlılık, günümüzde daha fazla önem kazanmıştır.

Amaçlarının, az görme rehabilitasyon hizmetleri arayan ileri yaşta olanlar arasında anksiyete ve sosyal desteğin duyguları da dahil olmak üzere sağlıkla ilişkili yaşam kalitesine etkisini artırmak olduğunu dile getiren Uğur, 65 yaş ve üstü kişilerdeki yıllık sağlık kontrolünün önemli olduğuna da dikkat çekti.

Günümüzde, dünyadaki  285 milyon kişinin görme engelli olduğu tahmin edilmektedir; bunların yaklaşık 80 milyonu görme özürlüdür. Bu sayı gelecek 20 yılda yaşlanmanın bir sonucu olarak önemli ölçüde artacaktır.  İyileştirilmiş tedaviler düşük görme insidansını azaltsa bile, muhtemelen Az Görme hizmetlerine ihtiyaç duyan insan sayısının artması muhtemeldir.

Az Gören  insan sayısının artması, Az Gören hizmetlerinin daha iyi kullanılabilirliğini zorunlu kılacaktır.
Bu nedenlerden dolayı Az Gören ile ilgili bilgilerin ve tedavilerin yaygınlaştırılması hususunda ciddiyetle çalışmalarını sürdüren Beyhan Uğur’a çok teşekkür ederiz.

Reaksiyon Göster
  • 0
    alk_
    Alkış
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    _z_c_
    Üzücü
  • 0
    _a_rd_m
    Şaşırdım
  • 0
    k_zd_m
    Kızdım
Paylaş
İlginizi Çekebilir