Çocuk Haklarına İlişkin Temel Mevzuat Düzenlemeleri
1. Giriş
Ülkemizde çocuk nüfusu yaklaşık 25 milyondur. Nüfusunun üçte biri çocuklardan oluşan bir ülke olarak Anayasada yer alan Sosyal Hukuk Devleti anlayışı gereği, ailenin huzur ve refahı ile özellikle annenin ve çocukların korunması, bakımı, topluma kazandırılması için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır.
çocuklar |
Zira toplumun temeli olan çocukların bedensel, sosyal, düşünsel ve duygusal gelişimi sevgi dolu, güvenli bir ortamda yetişmesine bağlıdır. 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmelerden dolayı sosyal yardım ve hizmetlerin çağa uygun olarak uygulanması amaçlanmıştır.
Kişinin sosyalleşmesinde; aile, okul, iş, oyun, arkadaş grubu, akran, iletişim araçları,spor, sanat dalları v.s. gibi unsurlar rol oynar.
Örneğin; 1984 yılında “Piyordlu Küçük Hoca” isimli bir Danimarka masalını filme çekmek isteyen yönetmen Brita Wielopolska, İstanbul’da bir yetiştirme yurdundan seçtiği çocuklara rol vermiştir. 20 yıl sonra, “Piyordlu Küçük Hoca” filminde oynayan çocuklardan birinin danışmanlığında “Yetiştirme Yurdunun Kayıp Masalı” adlı belgesel ile tüm oyuncuların bir araya gelmeleri sağlanmıştır.
Ortaya, görülmeye değer bir tablo çıkmıştır. Çünkü yıllar önce o filmde görev alan çocukların hepsi mesleklerinde başarılı ve mutlu bireyler olmuşlardır. Yurtlarda kalan çocukların dünyası, yurtla sınırlı kalmamalı ve toplumun içinde özgüvenleri gelişmiş bireyler olarak yer almaları sağlanmalıdır. Toplumsal algıların oluşumunda, dönüşümlerin gerçekleşmesinde, geleneksel ve sosyal medyanın gücü her geçen gün artarak devam etmektedir. Önyargıların oluşması ve sosyal dışlanmaya zemin hazırlayan etiketleyici söylemlerin medya üzerinden topluma ulaştırılması ne kadar hızlı ve gerçek ise, bu süreci tersine çevirip, önyargıların yıkılması ve sosyal kabulü sağlayacak söylemlerle toplumda ciddi dönüşümlerin sağlanması da oldukça önemlidir.
2. Çocuk Haklarının Dünya’da ve Türkiye’de Gelişimi Konu ile İlgili Mevzuat Hükümleri
Çocukların haklarının uluslararası ortamda korunması amacıyla bir örgütün gerekli olduğu düşüncesi ilk defa 1894 yılında Jules de Jeune tarafından ileri sürülmüştür. Bu doğrultuda çocukların, gençlerin ve annelerin korunması amacıyla gerçekleşen ilk resmi girişim 1912 yılında İsviçre’de yapılmış, buna benzer bir başka çalışma aynı sıralarda Belçika’da yer almıştır. Burada amaç, ülkelerin çocuklara dair ellerinde bulunan yasa ve önemli yayınları toplayarak genel bir başlık altında yayınlamak ve ileride buna dayanılarak uluslararası bir anlaşma yapılmasını sağlamaktı. Birinci Dünya Savaşı’nın 1914’de patlak vermesiyle bu girişimler askıda kalmıştır.
30 Haziran 1921’de Ankara’da, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti) kurulmuştur. (Bu kurum, 2828 sayılı Kanun ile 1983 yılında yeni bir düzenlemeye tabi tutulmuştur.)
1924 yılında Atatürk’ün de imzaladığı Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ile başlayan süreç II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile kesintiye uğramış, uluslararası planda yürütülen çocuk hakları temelli çalışmalar, savaş sonrası kurulan Birleşmiş Milletler (BM) örgütünün önderliğinde sürdürülmüştür.
1930 yılında 1580 sayılı Belediyeler Kanunu kabul edilmiş ve belediyelere sosyal hizmetlerle ilgili çeşitli görevler verilmiştir.
1930 yılında kabul edilen 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile sosyal yardımlarla ilgili çeşitli konular düzenlenmiştir.
1935 yılında Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin adı Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak değiştirilmiştir.
1949 yılında 5387 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun kabul edilmiştir.
5387 sayılı Kanun yeterli olmadığı için 1957 yılında yürürlükten kaldırılarak, 6972 Sayılı “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun” kabul edilmiştir.
Korunmaya ihtiyacı olan çocukların, yasalar karşısında suça karışmaları veya karıştırılmaları durumunda, çeşitli yasalarda yer alan ilgili maddeler ve özel yasalar vardır. Bunlar:
-Anayasa
-Medeni Kanun
-Ceza Kanunu
-Umumi Hıfzısıhha Kanunu
-İlköğretim Kanunu
-Polis Vazife ve Selahiyatı Kanunu
-Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu
-6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Kanunu
-4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun
-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu
-1982 Anayasası’nda; aile, çocuk, yaşlı ve engellilere götürülecek sosyal hizmet ve sosyal yardımların gerçekleştirilme şekline ilişkin detaylı hükümler bulunmaktadır.
-1988 yılında 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na ek 3413 sayılı kanun çıkarılmış; bu kanunla her yıl kamu kurum ve kuruluşlarının serbest kadrolarının binde biri oranında 2828 sayılı kanun kapsamına giren çocukların istihdamının yapılması sağlanmıştır.
– Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü 18.03.1989 tarihinde mükerrer 20096 Sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 356 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14.03.1991 tarih ve 3703 sayılı Kanunla değiştirilerek kabul edilmesiyle, faaliyetlerini Başbakanlığa bağlı olarak sürdürmüştür.
2. Çocuk Haklarıyla İlgili Kurumlar ve Sorumlulukları
2.1. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlü (SHÇEK)
‘Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’, 27 Mayıs 1983 tarihinde yayınlanan “2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu” ile kurulmuştur. Görevleri 2828 sayılı Kanun’un 9. Maddesinde belirlenmiştir.
2.2. Çocuk Destek Merkezleri
Suç mağduru, suça sürüklenen, sokakta ve risk altında bulunan çocuklara özgü Çocuk Destek Merkezleri, bu çocukların temel gereksinmelerini karşılamak, fiziksel, duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını belirleyerek gerekli müdahaleleri gerçekleştirmek, aile ve yakın çevrelerine dönmelerini ve diğer sosyal hizmet modellerine hazır hale gelmelerini sağlamak üzere hizmet veriyor.
2.3. Çocuk Hakları İl Çocuk Komiteleri
81 ilde Çocuk Hakları İl Çocuk Komiteleri oluşturulmuştur. Çocuk Hakları İl Çocuk Komitelerinde her kesimden çocuğun temsil edilmesine önem verilmiştir. Bu kapsamda ebeveyni ile birlikte yaşayan tüm çocuklar, çocuk eğitim evlerinde kalan çocuklar, özürlü çocuklar ile 2828 sayılı SHÇEK Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında bakım ve korunma altına alınan çocuklar da, diğer kesimlerden gelen çocuklarla birlikte komitelerde temsil edilmektedir.
2.4. Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü
Ailenin bütünlüğünün korunması, güçlendirilmesi ve sosyal refahının arttırılması için araştırma yapmak veya yaptırmak, bu konuda projeler geliştirerek uygulamaya konulmasını sağlamak amacıyla 29 Aralık 1989 tarihinde yürürlüğe giren 396 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Aile Araştırma Kurumu; 13 Kasım 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5256 sayılı Kanunla Başbakanlığa bağlı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
2.5. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
633 sayılı KHK gereği (Mülga) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kapatılmış olup 03.06.2011 tarihinde aynı kararname ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmuştur.
Muhtaç engellilere bakım hizmeti verilmesi 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun Ek Madde 7- (Ek: 1/7/2005-5378/30 md.; Değişik: 6/2/2014-6518/21 md.) şöyledir:
“Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden
daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır.
Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden
Sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır.”
3. Çocuklarla İlgili Özellikli Durumlar İçin Yetkili Kurumlar
3.1. Evlat Edinme
Evlat edinme, Medeni Kanunumuzun 305. Ve 320. maddelerinde düzenlenmiştir. Bir çocuğun evlat edinilebilmesi için, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış olması gerekir. Bedensel ve zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç kimse evlat edinilecekse evlat edinen tarafından en az 5 süreyle bakılıp gözetilmiş olmalıdır. Bir kimse yaşı ne olursa olsun evlat edinebilir. Buna karşın, evlat edinenin en az 30 yaşında olması gerekir. Ayrıca evlat edinen kişinin evlatlıktan en az 18 yaş büyük olması şarttır. (M.K.307)
Eşlerin birlikte evlat edinebilmeleri için en az beş yıldan beri evli olmaları ve 30 yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Küçüklerin evlat edinilmesinde bu şart aranmaz. Üç kişinin ortak kararıyla evlat edinilebilir: evlat edinilenin, edinenin ve eşin.
3.2. Evlat Edinmenin Sona Ermesi
Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişilerin başvurusuyla, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse mahkeme kararı ile evlatlık ilişkisi ortadan kaldırılabilir.
Dava hakkı, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 1 yıl evlat edinme işleminin üzerinden 5 yıl geçmekle düşer.
3.3. Koruyucu Aile Hizmeti
3.3.1. Genel Olarak Koruyucu Aile Hizmeti
Çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilere koruyucu aile denilmektedir. Ülkemizdeki ilk koruyucu aile uygulaması 1949 yılında yapılmıştır. Hizmetin geniş olarak uygulanmasına 1952 yılında başlanmıştır.
Şu anda İstanbul’da 305 tane koruyucu aile bulunmaktadır. Çocukların hem fiziksel hem ruhsal olarak daha iyi gelişmeleri ve yetişmeleri için aile ortamına, sevgiye, duygusal doyuma, güvene ve bağlanmaya ihtiyaçları vardır. Ve bunları yuva ortamında yaşayamıyorlar.
02 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinde; çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu mümkün olmadığı takdirde uygun bir aile ortamı içinde yaşamını sürdürmesi ve gelişmesi hakkına özel bir yer verilmektedir. Ülkemizin de imzalamış olduğu bu sözleşme ile Koruyucu Aile Hizmeti daha da önem kazanmaktadır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi ile vurgulanan Koruyucu Aile Hizmeti’nin dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 347.maddesi ile 24.05.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 22. ve 23. maddeleridir. Koruyucu Aile Hizmeti bu maddeleri temel alarak hazırlanan 14.10.1993 tarih ve 21728 sayılı Koruyucu Aile Yönetmeliği ile Yönetmeliğin bazı maddelerini değiştiren 30.12.2006 tarih ve 26392 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğe uygun olarak yürütülmektedir.
Koruyucu aile yanına en fazla 3 çocuk, aynı anda yerleştirilebilir. Ancak, buna karar verilirken özellikle çocuklarla bire bir ilgilenebilme konusu irdelenir.
İl Müdürlükleri ile yanına çocuk yerleştirilen koruyucu aile arasında, Kurumun ve koruyucu ailenin yükümlülüklerini içeren bir sözleşme imzalanır. Sözleşmenin valilikçe onayından sonra çocuk bir tutanakla aileye teslim edilir.
– Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olup,
– Türkiye’de sürekli ikamet eden,
-En az ilkokul mezunu,
– 25-50 yaş aralığında bulunan,
– Çocuğa kanunen bakmakla yükümlü öz anne- baba ya da vasi dışındaki herkes koruyucu aile olmak üzere İl Müdürlüklerine başvurulabilmektedir. Eşlerin birlikte başvurmaları gerekmektedir.
Koruyucu aile olmak isteyen kişi bekar ise yerleştirilecek çocuğa diğer ebeveynin yoksunluğunu hissettirmeyecek akraba ilişkilerine sahip olması gerekmektedir.
3.3.2. Koruyucu Aile Adaylarının Hazırlaması Gereken Belgeler
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumları İl Müdürlüklerine giderek ilk görüşme formu doldurulur. Fotoğraf, nüfus cüzdanı örneği, evliler için evlenme cüzdanı örneği, öğrenim durumunu gösterir belge, ikametgah belgesi, iş ve gelir durumunu gösteren onaylı belge, adli sicil raporu, sağlık raporu, kişilerin evli olması halinde her iki eş için de aynı belgeler istenir.
Aile ile birlikte yaşayan kişiler varsa, adli sicil raporu ve ruhsal rahatsızlığı ile bulaşıcı hastalığı bulunmadığına dair rapor bu kişilerden de istenir.
3.3.3. Koruyucu Aileliğin Evlat Edinmeden Farkı
Evlat edinmede çocuğu bütün yasal haklarıyla beraber kendi nüfusunuza geçiriyorsunuz. Sizin soyadınızı taşımaya başlıyor ve tamamen sizin çocuğunuz oluyor. Genelde evlat edinmede çocuğun anne-babası hayatta olmayabiliyor. Hayattaysa zaten resmi olarak mahkeme de bunun onayını vermiş oluyor. Koruyucu ailede çocuk kendi soyadını taşıyor. Hâlâ devletin korumasında. Aile devletle beraber çocuğun bakımını paylaşmış oluyor bir anlamda… Çünkü koruyucu aile olarak siz, birtakım şeyleri devlete sormadan yapamıyorsunuz beraber şehir dışına tatile gideceksiniz mutlaka izin almanız gerekiyor. Yurtdışına çıkacaksanız valilikten izin almanız gerekiyor
Ayrıca zaten her ay düzenli bir şekilde ailelere teşvik destek ödemesi var. Giysi yardımı, okul öncesinde kırtasiye yardımı gibi çocuğun yaşına bağlı olan, değişen tutarlarda 350 ile 800 TL arasında bir aylık ödeme söz konusu…
3.3.4. Koruyucu Aile Sayısı
Şu anda Türkiye’de devlet koruması altında yaklaşık 14-15 bin çocuk var. Türkiye genelinde 3045 koruyucu aile var, çocuk sayısı da 3685. İki veya üç çocuk alan var, kardeşleri ayırmak istemeyen aileler de var. İstanbul’da 305 aile yanında 332 çocuk var. Bakanlığın, koruyucuaile.gov.tr olan resmi sitesinde gerekli bilgiler mevcut. Amerika’da ya da Batılı Avrupa ülkelerinde %70-80 oranında çocuk, koruyucu aile yanındadır. “Çocuklar ne yaramazdır, ne şımarık. Onlar sadece çocukturlar.” Çocuğun ırkı, dini cinsiyeti, zengini, fakiri, engellisi, hastası, uslusu, yaramazı yoktur çocuk çocuktur. “Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerlerine ne düşse iz bırakır.” Bu denli hassas konuda olabildiğince dikkatli çalışmalar yapmalıyız.
4. Sonuç
Gelişmekte olan tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de milyonlarca çocuk, okul ve oyun çağında çeşitli işlerde çalışarak yaşam savaşı vermektedir. Hepimize ve devlete düşen görev çocuklarımızı etiketlemeden onlara sahip çıkmak, zor olan yaşam koşullarında onlara destek olmak, hakettikleri hayatı yaşayabilecekleri ortamı yaratmaktır.
Herhangi bir ailede yemek yemek, ailenin bir masa etrafında toplandığı, çocukların ve büyüklerin yemek yerken rahatladığı, tat aldığı, çocuğun sebze ve meyveleri tanıdığı keyifli bir birliktelikken, yuva ve yurtlarda yemek, hızlıca bitirilmesi gereken bir görevdir.
Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karışlayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları vardır.
Bir bebek gülümsediğinde, bir oyuncağı tuttuğunda, bir ifadeyi taklit ettiğinde ve yeni bir kelime öğrendiğinde ailesinin sevinciyle karşılaşır. Bundan cesaretle çocuk farklı şeyler denemeye başlar ve öğrenmek keyifli bir hal alır. Bu etkileşim büyüyen çocuk ve aile arasında bir bağın oluşmasını sağlar.
Bir çocuk için en önemli şey, kendisini değerli hissetmesidir. Ailesizlik şiddetle eşdeğerdir. Çünkü büyük bir çoğunluğu otobüs bileti almayı, telefon kullanmayı, dış dünya hakkında çok basit işleri bilmiyor, hayata hazırlanmaları için gereken zaman ve şartlar konusunda bilgilendirme de yapılmıyor. Devlet korumasındaki binlerce çocuk sevgi dolu bir ailede büyümek için koruyucu aile bekliyor. Sevgi dolu bir ailede büyümek her çocuğun hakkıdır.
Tüm çocukların korunması, ancak kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerinin tamamının dahil olduğu, etkin bir şekilde işbirliği yapabileceği, birbirine bağlı, bütün bir halde çocuk ve aile politikalarıyla gerçekleştirilebilir hale gelebilir.Bu şekilde çocuklarımızı mutlu edebilir, hak ettikleri yaşama kavuşmalarını sağlayabiliriz. Mutlu çocuklarla mutlu toplum olabiliriz.
Kaynaklar:
Anayasa
Resmi Gazete. 18059, (27 Mayıs, 1983).
ERASLAN Taner, Mevzuat Doktoru
SHÇEK Genel Müdürlüğü, Web Sitesi.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu. 2828 Sayılı Kanun.
Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği “Doğru Sözlük” ve “Sosyal Duvarları Yıkalım “ projesi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Koruyucu Aile Hizmetleri
UTEYKİF Ankara temsilcisi
Alisa Çiçek Akyol
haberlerankara.com |