*Sen bilir misin özürlü olmanın ne demek olduğunu,
*Sen bilir misin korkarak yürümenin,özgürce koşamamanın ne demek olduğunu,
*Hiç kimseye ihtiyaç duymadan tek başına birşeyler yapabilmenin hazzını,
*Sen bilir misin acıyarak bakan gözlerin ne anlattığını,
*Sen bilir misin bazen işe yaramazın teki gibi hissetmenin ne demek olduğunu,
*Sen bilir misin çocukların sen niye böylesin dedikleri zaman kulağımdaki yankılanan o sesler ve onlara ne bahane uyduracağımı bilememenin sıkıntısını,
*Sen blir misin kimi zaman elinde olmayarak kendini kontrol edememenin zorluğunu,
Beterin beteri var halime çok şükür demenin belkide bu durumun benim ve ailem için bir imtihan olarak düşünmenin ne demek olduğunu sen bilir misin?
*Kendi içimde ne savaşlar verdiğimi,nasıl hasarlar oluştuğunu,
*Sen bilir misin benim ne yaşadığımı,yaşadığım zorlukları ve bunlara katlanmak mecburiyetinin ağırlı altında ezilmenin ne demek olduğunu sen bilir misin
*Herşeye rağmen hayata sıkı sıkıya bağlanmanın ne büyük gayret olduğunu
sen bilir misin sen bilir misin?
Alıntıdır..
Bilmek için yaşamaya gerek yok.Empati yapabilecek yüreğe sahip olmak yeterli.Keşke tüm yürekler böyle olsa,dünyada mutsuzluk diye bir kavram olmaz..
Sevgili Ebruli,
Bazen bişeyleri anlamak,hissetmek için kendini o kişişinin yerine koymak ve buna göre değerlenedirmek çok yerinde bir davranış olur.Ama bunu yapan günümüzde malesef çok az.Sadece görsel olarak değerlendiriliyor.Ne zaman bu görselliğe aşırı önem vermekten kurtulursak işte bazı şeylere çözüm buluruz.Değerli yorumun için teşekkürler.Yüreğine sağlık.