Evlilik kurumu kutsal bir kavram ve zamanı gelince hepimiz evleniyoruz.İstisnalar hariç tabiki. Bu mutlu birlikteliğin bir döneminde eşiniz engelli duruma düştü.Yürüyemez,konuşamaz duruma geldi.Eşinizi bu durumda terketmek mi istersiniz, yoksa iyi günde olduğu gibi kötü günde de yanında olmayı mı tercih edersiniz? Bu kadar güçlü olduğunuza inanıyor musunuz? Gibi soruları sorduğumuzda cevabımız her kişiye göre değişebilir.Örneğin eşinden memnun olmayan biri hemen terketmeyi seçebilir, memnun olan terketmem der ama nereye kadar bu durumu sürdürebileceğini tahmin edemez.Çok zor bir durumdur.Ömür boyu birine çocuğa bakar gibi ilgilenmek, sıkıntılarını gidermeye çalışmak çok zordur.Hele ki maddi anlamda yetersiz bir durumda iseniz bu durumun yürümesi imkansız bir hal alır. Eşlerin birbirine karşı sevgisi olduktan sonra herşeye katlanır,her şeyin çözümü bulunur denebilir.Ama sevgimizden emin olabilmek için böyle olumsuz olayların olması durumunda neleri kabullenebileceğimizi kimse kestiremez.
Günümüzde bu tür olaylara örnekler verebiliriz.Örneğin ünlü bir futbolcu olan Sedat Balkanlı olayında olduğu gibi.Eşi yürüyemez,konuşamaz hale gelmiş bir kadın düşünün, eşinin ölümüne kadar tabiri caizse başından ayrılmamış sonuna kadar eşine bakmıştır. Peki bu anlamda engelli olan eşin kadın veya erkek olması fark eder mi? Kadınlar daha bir sadık, daha bir fedakar mı oluyor. Ya da kadınların bulunduğu konum itibariyle eşine bakmak konusunda daha mı bir mecburiyet hissediliyor? Erkekler bu durumda eşini hemen bırakır mı?
Aslında insan pisikolojisi çok değişken oluyor .Ben asla yapmam,etmem cevabını çok kolay verebiliyoruz ama bu durumla karşılaşıldığında erkek veya bayan pek farketmiyor; teorik olarak evet dediğimiz şeye uygulamada hayır diyebiliyoruz. Ne diyelim Allah kimseyi böyle durumlara düşürmesin ve böyle zor kararlar vermek zorunda bırakmasın.
Mutlulukla ve sağlıcakla kalın…
Yazar:NoEngel
gerçekten kimsenin başına vermesin erkek ya da bayan dediğn gibi bence fedakar erkeklerde var ben tanıyorum en azından bir kaç tane..ama tamamen yürek gerek..
yazın dikkatimi çekti okudum, o futbolcunun karısını medya gözümüze gözümüze soktuğu için gördük,eh bi işe medya bulaşaksa eğer bilki altında paracıklar yatıyodur sevgili kardeşim sanırım baya bi genç ve bekarsın,fakat uzun yıllara dayanan bi ilişkin yada türkiye diliyle evliliğin olsaydı inan bunları pek merak etmez anında anlardın neyin ne olduğunu …
ben niye şimdi fikir yürütüyorum?
çünkü : sapasağlam,ken son bir yılın içinde kardeşim engelli oldu,doğuştan deyil 23 yaşından sonra engelli oldu ve aylarca biz ikimiz yürümeyi birlikte öğrendik…
haa kardeş deyilde eşim olsaydı,ne olurdu ?
evet kadın olmamının diğer adıda "ana" olmak…. eh işin altında bi yerlerde parada olmadığına göre sevgili karıcığı rolünden çıkıp anası olursun eğer bi vijdanın ve ALLAH korkun varsa…
her ikiside yoksa(maalesef artık pek yok) çeker kapıyı çıkar gidersin,bu dünyanın birde öbür dünyasının olduğunu aklına getirmeden…
Allah herkese sağlık versin öncelikle..bu sorunun muhattabı ben olsaydım seve seve hemde her zamankinden çok daha büyük bir ilgiyle eşimin yanında olurdum iyi gün dostlarından oldum olası buğzetmişimdir…bunu laf olsun diye söylemiyorum içimden gelen sadece bu…hayat insana ne getirir ne götürür bilinmez..bildiğim ve inandığım tek şey dünyanın bir oyundan ibaret olduğu ve yaşadığımız müddetçe çeşitli imtihanlara muhattap olacağımız gerçeği…insanın hedefi sadece dünya ise büyük bir çoğunluk bu sıkıntıya katlanmayı düşünmez…ben tercihimi sadece dünyadan yana kullanmayı seçmiyorum…çünkü şunu biliyorum hayatta ne yaşarsan yaşa ya da nasıl yaşarsan yaşa sonu olan bir yolda yürüyorsundur…her günün vur patlasın çal oynasın misali geçse..yine de bitecek elinde bir kaç dakikada anlatabileceğin anılardan başka bir şey kalmayacak
Hayatta en değerli şey sevgi..hiç bir para sevgiyi satın alamaz..seversen her şartta seversin…sevmezsen de hiç bir güç sana sevdiremez ya da sevme diyemez…bu yüzden zor edilen şeyler kolay kolay kaybedilmemeli
Pek çok blog arasında sivrilen bir blog. Börek, poğaça tarifleri yok, şiir, şarkı sözleri de… Suni değil, doğal. Sizi kutlarım. İnsanların dikkatini başka bir noktaya çekiyorsunuz. Farklısınız, başarılısınız. Ne mutlu size. Her şey gönlünüzce olsun. Takip ediyorum. Başarılı yazılarınızın devamını dilerim
Eşim 5 yıl önce trafik kazası geçirdi.Sağ kolu %48 engelli.Kolunda 27 tane vida ve birkaç tane plaka var .Hayatımızda birçok şey değişti ama sonuçta hayat devam ediyor ve bir süre sonra herşeye alışılıyor.Sol koluyla yemek yemeyi,bilgisayar ve araba kullanmayı öğrendi.Bunlar gibi birçok yapılması gerekenler..Unutmayalımki hepimiz engelli adayıyız.Yarın ne olacağını bilemeyiz.
Tabii ki istemeyiz böyle bir şey..
Ama olursa da haktan deyip bağrıma basarım. Kendimden alıp, ona vermek isterim. Bir gün nefsime ağır gelirse bu yük, insanlığımdan utanır, canıma da kıyarım. Bu kadar açık, net söylüyorum bunu! Ahanda yemin olsun buradan!
seçilen konu ve yazı ;ayrıca yorumlar hepside samimi ve çok güzel…Çok zor bir durum olur heralde..Ama Allaha olan inanç ve kişinin eşine olan sevgisi var olduğu sürece herşey aşılır..sonuçta bu dünyaya eğlenmeye gelmedik değil mi?Benim başıma böyle bişey gelse ben eşimin yanında yer alırım…Öyle ya da böyle bi şekilde imtihandayız zaten…Allah imtihanımızda bize sabır versin…
Kesinlikle sevgiyle ilgili.Hala aşıksam eğer,seviyorsam,gönlüm onarılamayacak şekilde kırık değilse, her haliyle o benim eşimdir.İyi günde,kötü günde..Seve seve,hiç gocunmadan bakarım.Bu gün ona,yarın bana..Tabiki Allah böyle durumlarla karşılaştırmasın,ama hayat bu,ne getireceği belli olmaz.Hasta olan kadar,hasta yakını olmak da çok zor.Ama sevgiyle halledilebilir diye düşünüyorum ben.Ama yine de kadınlar daha fedakar bence.
ne yazık ki toplumumuzda engellilik ve evlilik yanyana durabilen kavramlar değil.engelli bireylerin duyguları hep gözardı edilmiştir şimdiye kadar.engelliye sadece acınacak bir obje olarak bakmak bir gelenek haline gelmiştir.engellilerin de sevip-sevilmek isteyebileceği düşüncesi bile milletimize zor gelmektedir.bu bahsettiğim şeyler de işin diğer boyutu.ama kadınlar çoğunlukla daha fedakardır.sağlıklı! kadınlar hayatlarını engelli erkeklerle birleştirmekten gocunmamaktadırlar.ama sağlıklı! erkekler çoğunlukla bundan kaçınmaktadır…
Herzamanki gibi yine güzel bir konuya değinmişim kardeşim bencede çok zor bir durum ama hayatımızı beraber yaşadığımız iyi ve kötü günlerimizi paylaştığımız bir insanı sırf engelli oldu bize ihtiyacı var diye bir köşeye atmak ne kadar doğru ve insanca olurdu bilmem bende sonuna kadar mücadele ederdim elbette hayat sınavlardan ibaret çok şükür ki bunları biliyoruz hiç kolay olmuyacağını bazen çok yorulup herşeyin farklı olmasınıda düşünebiliriz ama herşeye rağmen sonunqa kadar eşimin yanında olurdum bugün ona olan şey yarın benimde başıma gelebilir ama çoğu arkadaşımın dediği gibi kadınlar bu konularda daha fedakar gibi geliyor banada sevgiyle kal
yeni teman harika olmuş.gerçekten çok beğendim.güle güle kullan…
Sevgili İçimdeki Yolculuk,
Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili fisunlaherşey,
Sorun aslında anlama meselesi değil, bu duruma düşen bir eş olduğunuzda hem kendi açınızdan hemde karşıda ki kişi açısından fikir jimnastiği yapmaktır.Evet siz fedakarca eşinize bakmayı seçiyorsunuz bu ne güzel bir davranış.Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili Eylülbahçesi,
Yorumunuzu zevkle okudum.Sizi tebrik ediyorum.İşte çoğu insan kalbinde bazı değerleri yaşatıyor, sizin yaşattığınız sevgi hem inanç, hem insan sevgisi bu dünyada yaşanan olumlu-olumsuz her olaya daha bir bilinçli bakmaya sebep oluyor. Dünya oyununu oynamak istiyorsak acı-tatlı kurallara uymak zorundayız. Bu değerli yorumunuz için çook teşekkür ederim.
Sevgili Hayatla Dans ve Flört,
Öncelikle hoş geldiniz.Bloğumda elimden geldiğince özgün ve amaca yönelik yazılar yazmaya gayret gösteriyorum. Yemek tarifi veren bloğlarada acımasız olmayalım,sonuçta insanlar mutlu olduğu şeyi yapıyor.İnsanların mutlu olmaları herzaman için güzeldir.
Değerli yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkürler.
Sevgili Maydesignorg,
Öncelikle eşinize geçmiş olsun.Çok haklısınız.Bir saniye sonra kimin ne duruma düşeceğini kimse bilemez. O yüzden hayata sıkıca sarılmak gerek. Her anın kıymetini bilmek gerek.Değerli yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkürler.
Sevgili The Turk,
İyi diyorsun hoş diyorsunda, Canına kıymak iyi bişey değil biliyorsun.Allah'ın verdiği canı ancak kendi alır.Bu emanet vücut elbet bir gün toprak olacak ama eksik,ama fazla sonuçta gideceğimiz yer aynı.
Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili DBP,
EVt yorumları bende ilgiyle okuyorum.Hepinize çok teşekkürler gerçekten. Bu güzel düşüncelerin için seni tebrik ederim.Bu imtihan dünyası ve başımıza gelen her olayı buna göre yormalı ve hareket etmeliyiz.Eşimizin başına gelen olayı benımde baışma gelebilirdi diyerek daha güzel mukayese edebiliriz.Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili Ebruli,
Sevgi olduğu sürece bazı şeyler daha kolay çözümleniyor.İşe bu yoksa o zaman sorun başlıyor.Bir konuya daha değinmişsinzi hasta yakını olmakda gerçekten zor.Allah herkesin yardımcısı olsun. Bu değerli yorumunuz için teşekkürler.
Sevgili Sihirli Sepet,
Çok güzel tespitlerde bulunmuşsun.Toplum genel manada engellilere bakış açısı acıma duygusuyla yoğunlaşmaktadır.Bunun çözümü tüm toplumumuza engelli bilincini ailevi olarak,gerek eğitimle,öğretimle,bir şekilde aşılamamız gerekmektedir.İşte bunun için birey olarak hepimiz elimizden geleni yapmalı, gerekiyorsa siyasilere bu yönde basık yapmalıyız.
Kadın engelli olduğu zaman bu gönül işleri onun için daha bir zor oluyor.Çünkü bu bölüme kimse alınmasın Allah tarafından kadına daha bir güzellik,çekicilik veriliyor ki erkekleri onları eş alma konusunda tetiklesin, adım atsın; diye. O yüzden erkek daha bir şanslı oluyor.İstemek işi erkek için daha kolay ama kadın toplum,aile yapısı yönünden bu konuda malesef baskı altında kalıyor. Engelli eş erkekse kadın yukarıda bahsettiğim nedenlerden birazdaha eşine bağlı oluyor.Erkek ise görselliğe daha çok önem verdiği düşünüyorum. Fakat içinde inanç,sevgi olan erkek veya kadın asla engelli olan eşini terketmez, sonuna kadar ona sahip çıkar, yanında olur.
Bu arda şablonumu beğendiğinize sevimdim.Sizede adresini veririm.
Değerli yorumunuz için teşekkürler.
Sevgili Şirinem,
Engelli olmak bir anlık bir olay olduğuna göre, eşimizi terketmek veya ondan uzaklaşmayı tercih etmeyi engelli olmayla asla bağdaştırmamalıyız. Ayrıca kadınlar erkeklere göre daha fedakardır sözüne de katılıyorum değerli kardeşim.Değerli yorumun ve ziyaretin için çok teşekkürler.
Sevgiyle ve Sağlıcakla kalın…
arkadaşım eşiniz birden engelli olsa ne yaparsınız demişsin,sanırım bu sorunun cevabı kişiye göre değişebiliyo,yani öyle insanlar varki eşini bi kenara bırak,engelli evladını bi terkedebiliyo ama öyle insanlarda varki vicdan sahibi,içinde Allah korkusu olan o insanlarda bırak eşini, engelli veya yatalak olmuş, kayınvalide veya kaynbabasına bile sonsuz bir sabırla bakabiliyo ama sanırım bu tip konularda bayanlar daha sabırlı,sevgiler…
Sevgili Ferzan,
Dünyada değişik düşüncelere sahip bir çok insan yaşamakta.Hepinden aynı olumlu tavrı,fedakarlığı bekleyemeyiz.Seninde bahsettiğin üzere engelli evladından kurtulmak için uğraşanlar var.Bu tür insanların yüreği taş gibidir.Allah bunlardan bizleri uzak ve onlarıda ıslah etsin.Değerli yorumun için teşekkürler Ferzan.Sağlıcakla kal…
Değerli arkadaşım güzel yorumunuza öncelikle çok teşekkür ediyorum.
Blogumda hayata dair düşüncelerimi neden paylaşmadığımı sormuşsunuz, aslında bunun bir çok sebebi var birincisi el becerilerini paylaşma amaçlı kurulan bir blogda kitle bellidir benim hayata dair düşüncelerim çok fazla kimseyi ilgilendirmeyebilir bir de karşılıklı diyalog olmadıkça duygu ve düşüncelerin paylaşımı gereken yerini tam bulmayabilir…biri birşey anlatmak istiyorsa onu ilgiyle dinlemek gereklidir bana göre… aynı şey benim içinde gereklidir ben bir şey anlatırken karşımda beni anlayabilen ve ilgilenen bir muhattabım olmalı aksi taktirde anlatmanın önemi yoktur….blog dünyasını bilirsiniz insanlar çoğu yazıyı okumaya bile üşenip sadece bişeyler yazmış olmak için yorum yazabiliyorlar…
diğer bir nedenim de blog yazmaya ve okumaya ayırabilecek çok geniş zamanım olmayabiliyor siz de duygu ve düşüncelerini paylaşan bir kişi olarak bilirsiniz ki bu tür paylaşımlar iyi takip ister..blogunuzun amacına ulaşabilmesi için yazınızla ilgilenip fikir paylaşımında bulunan kişilerle bir şekilde iletişiminizi koparmamanız gerekir..benim gibi el sanatları bloglarında eğer ziyaretçi kaygınız yoksa böyle bir zorunluluk olmuyor bu yüzden yazımı yazıp uzun süre ortalardan kaybolabilirim…
Belli aralıklarla yazılarını beğendiğim ve birşeyler paylaşmaya değer bulduğum bir kaç blogu takip edip orada fikirlerimi paylaşmak bana yetiyor…sizin blogunuzda bunlardan biri…
sizi okumamın sebebi hayatın gerçek yüzünü paylaşıyor olmanız..siz yaşadığınızı hissettiğinizi anlatıyorsunuz laf olsun diye aklınıza geleni ortaya atmıyorsunuz bu sizi diğerlerinden ayırıyor…fikir çöplüğü haline gelmiş blog dünyasında doğru bişeyler yaptığınızı düşünüyorum…böyle bloglar olduğu için değerli bulduğum ve birşeyler paylaşabildiğimi düşündüğüm yerlerde yazmak bana yeterli geliyor..çünkü karşımda beni dinleyip anlamaya çalışan bir muhattabım olduğunu biliyorum.
tekrar teşekkür ediyorum ve değerli paylaşımlarınızı çok sık yorum yazamasamda izliyorum..saygılarımla
Sevgili Eylülbahçesi,
Sormuş olduğum soruya vermiş olduğunuz bu samimi yanıt için çok teşekkür ederim. Gerçekten yorumlarınız ilgiyle okuyor, duygu ve düşüncelerinizi çok güzel yansıyorsunuz. Böyle güzel düşünceleri olan bir kardeşimin düşüncelerinden herkesin yararlanmasını istediğim için böyle bir soru sorma gereği hissettim.Kendi adıma bu güzel yorumlarınızdan çok dersler çıkarıyorum.Allah sizden razı olsun.Herzaman için bu değerli yorumlarınızı bekliyor, Mutluluk dolu günler diliyorum.
Sağlıcakla kalın…
Gerçek aşk ve sevgi hiçbir engel tanımaz bence…
Kesinlikle kadınlar daha fevakar, ve fedakar. Hemen her konuda böyleler genelde, bunu inkar etmek haksızlık olur.
Sevmekle çok alakalı bir konu bu. O zamana kadar yaşanmışlıklarla çok alakalı. Sana karşı hep nankör ve yanlış davranmış bir insana karşı çok uzun süre bu özürüyle yaşamak zor bence. Belki kısa bir süre katlanarak olabilir ancak.
Ama seviyorsan, daha öncesinde hep iyi bir dost, iyi bir arkadaş, her anda birlikte olduğun bir can dostuysa hiç bir insan yüreği o kötü zamanında terkedemez bence öyle bir eşi. İyi bir eşe kötü olmak insanlık değil. Kimi yürekler öyle rezilki anında daldan dala konuyor, ne bir vefaya sahip, ne de sadakat,a sahip, ne de, allah korkusuna, vicdana sahip. Yürekte gerçek bir sevgi olduğu sürece eşim her halükarda ölene kadar eşimdir, her zaman onun suretine bakarak bile mutlu olurum, her zaman yanında olurum.
Öncelikle yeni teman ve adresin hayırlı olsun.. çok guzel olmus Noengel.
Eşimle severek evlendim , sonra allahım dularımızı kabul etti bize dünyalar tatlısı bir kız nasip etti. Eşime olan önce saygım ve sonrasın da sevgim ilk günki gibi devam ediyor. Ben onun saçına zarar gelse kahrolurken , bir kaza sonucu engelli durumuna düştüğün de inancımdan , eşime olan sevgimden aldığım güçle her zaman yanında olurum. Evlilik sadece iyi gün ve bolluk içindeyken değil , kötü gün ve yokluk içindeyken de yaşanacak..
Sevgili Hakan-Can,
Haklısın kardeşim.Gerçek sevgiye sahip olanlar bu tür problemleri kolay kolay yaşamazlar.Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili Ufuk Çizgisi,
OLayı çok güzel yorumlamışsın.Çoğu yorumcum kadınların daha fedakar olduğu yönünde seninle aynı görüşü bildirdi.Ayrıca kötü günümde yanımda olmayan birinin, iyi günümde olmasının hiç bir anlamı yok.Değerli yorumun için teşekkürler.
Sevgili Doğa,
Teşekkürler.Aslında adresimi çok önce değiştirdim fakat temamı yeni değiştirdim.Şu ana kadar pek bir problem çıkarmadı.
Herkes evlenirken bazı şeyleri kabul ederek evleniyor.Türk aile kültüründe de eşin bu durumlarda bırakıp gidilmediği,aksine zor durumda kalan eşe ömrünün sonuna kadar bakıldığının örnekleri çoktur.Günümüzde de gerçek sevgiyle birbirine bağlananlar bu tür durumlarda birbirlerine ölene kadar destek olmuşlardır. Değerli yorumun ve ziyaretin için teşekkürler.Sevgiyle ve sağlıcakla kalınız.
'biranne.azizce.com' bloğunun sahibi Fatosh Hanım geçenlerde bu başlığa yorum gönderme sorunu yaşamış ve çözüm olarak bloxoo sayfamda yorumun yapmış aynen yayınlıyorum.
Fatosh Hanım demil ki :
"Eşiniz Birden Engelli Oldu. Ne yaparsınız? yazınıza yorum yapmak istedim. URL bağlantısı olmadığı için yorumum yayınlanmadı.Şöyleydi: "Merhaba, Bir söz vardır "Ne oldum değil, ne olacağım demeli" diye. Bu nedenle olay kimin başına geldiyse, karşı taraf empati yapabilmeli. Kuşkusuz kolaylıkla benimsenemez, başına gelen ve yakınlarınca. "Sabır" önde gelen olmalı, her iki taraf için de. Ve inanç hiçbir zaman yitirilmemeli, mutluluğa dair. Sevgiyle kalın."
Sevgili Fatosh,
Kimse böyle bir olayın başına gelmesini elbet istemez.Ama evlilik gibi kutsal bir yapıda olması gereken her ne olursa olsun bu kutsal bağın sürdürülmesidir. Filmlerde duyarız "iyi günde,kötü günde hep birlikte olacağınıza… diye devam eden sözden de anlaşılacağı üzere iyi günde nasıl hiç bir şey sormadan eşimize sahip çıkabiliyorsak, kötü gündede sahip çıkmak en doğal olanıdır.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…