Sonra ayakkabılarımı hatırlıyorum.
Nasıl giymem gerektiğini onları.
Onları bağlamak için eğildiğimde,
Nasıl, toprağa bakacağımı.
-Charles Simic
Bazı sabahlar unutuyorum
nasıl bir şey
bu bedende yaşamak.
Güneşin tarlalar ve ırmağın
üzerinde yükselişini
seyrediyorum,
maviyi bastıran kızıl.
Sonra, ayakkabılarımı giymem gerektiğini hatırlıyorum.
Eğilirken kaldırmak için
bacağımı, hatırlıyorum
Annemin bileğimi esnetmesini, hareketsiz
parmakları bükerek, ayağı ayakkabıya karşı
her gün cezbedişini.
Nasıl, on yaşımda,
eğip büktüğümü
dizlerimi, bileklerimi, parmaklarımı,
bir-buçuk-saat boyunca;
en sonunda başardığımı.
Nasıl, tüm bir yaz boyunca,
her gün,
egzersiz yaptığımı.
Nasıl, bir yıllık
terapi sonunda
onları bağlamayı
öğrendiğimi.
Tüm bu ayak
ayakkabıya, bağcıklar ve öne eğilme
ritüelinin
10 dakikada sona erdiğini.
Şiirler de, ayakkabılar gibi,
gündelik emektir —
Bedenlerimize
ve toprağa bağlar,
İzini süren, nerede bulunduğumuzun,
ve yolculuğumuzun bizi
nereye götüreceğinin.
Johnson Cheu
Çok güzel paylaşım için teşekkürler.
Saygılar.
Sevgili Fuat Bey,
Beğendiğiniz,ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için teşekkürler.