Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, NTV’de canlı yayımlanan Özel Röportaj Programı’nın konuğu oldu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Öncelikle bu terör olaylarında hayatını kaybeden bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. İçlerinde son kaybettiğimiz Atabey’de olmak üzere öğretmenler var, öğrencilerimiz var. Milli Eğitim camiası olarak bu son olaydan çok etkilendik. Ben hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabırlar diliyorum meslektaşlarımıza, öğrencilerimize, öğretmenlerimize baş sağlığı diliyorum.
Şubat’ta öğretmen atamaları
“Sayın Maliye Bakanı 2016’da öngörülen kadro sayısını yaklaşık 78 bin diye açıkladı. Dolayısıyla, bunun içinden biz ne kadar alabilirsek Milli Eğitim olarak onun azamisini almaya çalışacağız. Ama şunu ilgili arkadaşlarımız, öğretmen adaylarımız biliyor ama kamuoyunun da bilmesinde yarar var: Kadro tahsisleri kadro ihdasları, yani kamuda alınacak kişiler için ayrılacak kadrolar kanunla, bütçe kanunuyla öngörülüyor. Dolayısıyla, bizim elimizde evet Şubat atamalarında kullanabileceğimiz 10 bin kadro var, ama biz bunu Şubat ataması için yeterli bulmuyoruz. Bunun üzerine Sayın Başbakan’ın da söylediği gibi mümkün olursa 20 bin daha koymayı öngörüyoruz. Ama bunlar için bizim Meclis’ten en az bir 30-40 binlik kadro almamız lazım. Bu da yetmiyor, kadroyu aldıktan sonra da Maliye Bakanlığı’nın bu aldığımız bütün kadroları 2016 için kullanma iznini bize vermesi gerekiyor. Bunları yapabileceğimizi görüyorum, yani o alanda siyasi irade oluşmuş durumda dolayısıyla, inşallah Şubat ayında 10 binin üzerine yeni alacağımız kadrolarında yarısını ilave edeceğiz. Öteki yarısını niye tutuyoruz? Öteki yarısını da Ağustos atamaları için, çünkü biliyorsunuz öğretmen atamaları KPSS sınavı sonuçlarına göre yapılıyor.
Şimdi Şubat’ta yapılacak olan atamalar geçen yıl ki KPSS puanlarıyla yapılacak. Oysa 2016 Temmuz’unda yapılacak KPSS sınavlarıyla yeni mezun olanlar, bu sınavda başarılı olmayıp, bunda şansını bir daha denemek isteyenler, yani 2016’da yeni bir KPSS yapılacak. Bu KPSS sonuçlarıyla alınan puanlara da bir kontenjan ayırmanız gerekiyor, onu da Ağustos’ta kullanacağız. Dolayısıyla, 2016 bütçesinden bize verilecek olan kadroların yarısını Şubat atamasının üzerine koyacağız, yarısını da inşallah Ağustos’ta kullanacağız. Bu ne kadar çok olursa tabi biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak o kadar memnun oluruz. Bu günlerde doğrusu Milli Eğitim Bakanlığına yönelik gerçekten çok sistematik bir dezenformasyon kampanyası her fırsatta işletilmeye çalışılıyor. Şimdi Şubat atamaları dedik Şubat’ta atama yapacağız dedik, Şubat’ta alınacak olanlar çok düşük puanlı adaylar olacak, çünkü geçen yıl ki KPSS’de yüksek puan alanlar girdi, şimdi alınacak olan düşük puanlı olanlar. Evet, şimdi alınacak olanlar girenlere göre belki birkaç puan daha düşük ama, bizim aşağı yukarı bütün branşlarda -birkaç branş hariç- sınırda kalan aday öğretmenlerimizin puanları 70’in kesin üzerinde de 80’lere varan, 85’le bekleyen aday öğretmenlerimiz var 80 almış, 85 almış ama çok yüksek oluştuğu için puanlar geçen atama döneminde 85’le atanamamış, 84’le atanamamış dolayısıyla bu yeni atama döneminde atanacak olanlar öyle çok yerlerde sürünen puanlar değil, bunlarda yüksek puanlar.
Az talep olunca ve az alım olunca orada puan biraz düşebiliyor, ama çok talep alan alanlarda puanlar yüksek oluyor. Dolayısıyla, biz de şimdi zaten Şubat atamalarında önceliği çok talep alan o alanlara vereceğimiz için yüksek puanlar yine bu geçmiş puanların içinde de var, çoğu böyle zaten dolayısıyla, o yakıştırma veya o karalamada doğru bir yaklaşım değil.”
26 bin öğretmen Doğu ve Güneydoğu’daki 29 ile gönderildi
“37 bin öğretmenden 26 binini Güneydoğu’daki ve Doğu’daki 29 ilimize gönderdik. 26 bin öğretmenimizden sadece 40 öğretmenimiz görevine başlayamadı, çünkü onlarda ya ailevi mazereti vardı, ya sağlık sorunu, erkekler için bazılarında askerlik sorunu gibi.
Şimdi düşünün 26 bin atama yapıyorsunuz bu Batı’daki iller için geçerli olan bir orandır, yani İzmir’e atadıklarımızın içinde de göreve başlamayanlar var, İstanbul’a atadık yani ya askerlik sorunu çıkmıştır ya ailevi bir sorunu vardır. Dolayısıyla, Doğu’ya, Güneydoğu’ya atanan öğretmenlerimiz görevlerinin başındalar. Ben hepsine başarılar diliyorum, iyi çalışmalar diliyorum hepsini Allah’a emanet ediyorum. Onlara gerçekten bölgeye taşıdıkları sevinç içinde ayrıca çok teşekkür ediyorum.”
Her bir öğretmen adayımızın bir danışman öğretmeni olacak
“Biz daha önce Şubat’ta atama yapmayı çok doğru bulmuyorduk, çünkü Şubat’ta atanan öğretmen hemen göreve gittiği takdirde yine de hemen dediğimiz tarih Mart’ın 10’u, 15’ini buluyor bazen de rapor vesaire alarak Nisan’ı bile bulduğu oluyor, Mayıs, Haziran okul bitiyor. Dolayısıyla biz Ağustos’ta atamalarımızı yapıyorduk ve Eylül’de başlatıyoruz. Fakat orada da şöyle bir sorunumuz var: Ağustos’ta kuralar çekiliyor, yerler belli oluyor Eylül 15’te gençler sınıflarına gönderiliyor, okullarına gönderiliyor. Bu sefer öyle yapmayacağız. Şimdi ben bunları söylediğim zaman biraz sonra belki başka konularda da yaptığımız yeni düzenlemeleri anlatırken de bunu vurgulamamda yarar var, en ufak bir değişiklik yaptığımız zaman bir iyileşme, bir düzenleme yaptığımız zaman belli bir medya grubundan Milli Eğitim Bakanlığına yönelik çok sistematik bir karalama kampanyası var, o yüzden en küçük bir değişiklik bile hemen eğitim yine alt üst oldu, her şey yine sil baştan hayır, bunlar sürecin doğasında olan iyileştirmelerdir. Şubat’ta biz öğretmenlerimizi atayacağız, bunlar 1 Mart tarihi itibariyle resmen maaş almaya başlayacaklar, yani öğretmen adayı olarak atanmış olacaklar 1 Mart tarihi itibariyle, yani 2 Mart olur, 3 Mart olur ama Şubat atamaları Mart başında gerçekleşmiş olur. Olduğu zaman biz bunları bu yeni aldığımız öğretmenlerimizi hemen atandıkları illere göndermeyeceğiz, hemen sınıfa sokmayacağız, ne yapacağız? Bu öğretmenler her biri bir danışman öğretmene zimmetlenecek. 10 yılını geçmiş tecrübeli, deneyimli öğretmenlerimizden birini her bir öğretmen adayımızın bir danışman öğretmeni olacak. Nerede? Öğretmen adayının tercihine göre ya bulunduğu yerde, ya üniversiteyi bitirdiği kentte veya atandığı yerde, isterse atandığı ile de giderek bu süreci tamamlayabilir. Diyelim ki, oturduğu ilde siz Eskişehir’de oturuyorsunuz, atandınız, tayininiz Ağrı’ya çıktı, ama ben bu staj dönemimi Eskişehir’de geçirmek istiyorum dediniz, o zaman Eskişehir’den size bir tecrübeli öğretmeni danışman olarak atayacağız. Şimdi tespit ediyoruz, illerde hangi öğretmenlerimiz danışmanlık yapabilecek birikime sahip. Sonra bu danışman öğretmenimizle birlikte İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle birlikte bir staj programı yapıyoruz, bir oryantasyon programı. Ne yapacak aday öğretmen bu program çerçevesinde?
Diyelim ki, siz beden eğitimi veya matematik öğretmeni veya İngilizce öğretmeni branşınız önemli değil hangi branşta olursanız olun siz değişik okul türlerinde ilkokulda, ortaokulda, lisede, fen lisesinde, sosyal bilimler lisesinde, imam hatip lisesinde, meslek lisesinde değişik okul türlerinde değişik derslere gireceksiniz. Yani siz matematik öğretmenisiniz, ama diyelim bir meslek lisesindeki atölyeye de girip göreceksiniz.
Sosyal bilimler lisesindeki Türkçe dersini de izleyeceksiniz. Yani sadece izleyeceksiniz, sınıfa gireceksiniz hangi dersleri izleyeceğiniz de yine milli eğitim müdürlüğü size verecek program olacak. Yani tecrübeli öğretmenlerimizi siz bir kere de sınıfta iş üzerinde izleme, gözleme fırsatınız olacak.
Bu bir deneyim olacak. Ayrıca sadece sınıfta da değil, öğretmenler odasında da aynı şekilde oturacaksınız, öğretmenler arası ilişkiler nasıl onu göreceksiniz. İl milli eğitim müdürünün yanında bir gün geçireceksiniz onun ne yaptığını, nasıl yaptığını, mevzuatı nasıl göreceksiniz. İlçe milli eğitim müdürünün yanında, şube müdürlerinin yanında bizim değişik iş konularıyla görevli şube müdürlerimiz var her ilde ve ilçede. Onların yanında bulunacak birer gün veya ikişer gün ve onların işleri nasıl yaptıklarını görecek. Bu ne demektir? Bütün bir milli eğitim bürokrasisi nasıl çalışıyor mevzuat nasıl? İş üzerinde görecek. Sınıfları görecek, öğretmenleri görecek, öğretmenler arası ilişkileri görecek, velilerle toplantılara katılacak, yani kendisi velilerle toplantı yapmayacak, ama okul aile birliklerinin de toplantılarında da gözlemci olarak girecek. Diyelim bir sınıf öğretmenin velilerle yaptığı hafta sonu görüşme toplantısına da o da katılacak, onlarla nasıl ilişki kuruluyor onları görecek. Böylece 4 ay boyunca Mart, Nisan, Mayıs, Haziran bu hizmet içi eğitimden yoğun bir biçimde geçmiş olacak. Her ilden bu uzman öğretmenlerimiz monitörlük yapacak, danışmanlık yapacak öğretmenlerimizi belirliyoruz.
Geldik yaza, yaz tatiline yazın bizim bütün öğretmenlerimiz için yaptığımız hizmet içi eğitim programları var, bu öğretmen adaylarımızı da tekrar hizmet içi eğitim programlarına da alacağız. Özellikle Doğu’ya, Güneydoğu’ya gidecek öğretmen adaylarımıza da gittikleri yörede konuşulan dil yani çocuklarımızın ana dili farklı olabiliyor diyelim ki, Batman’da ana dili Kürtçe olan çocuklarımızın olduğu bir okula gönderiyoruz, bir köye gönderiyoruz dolayısıyla, oradaki velilerle, çocuklarla iletişim kurmasını sağlayacak düzeyde bir temel Kürtçe eğitiminden geçireceğiz. Bu Zazaki de olabilir, yani Tunceli’ye gönderdiğimiz bir öğretmen adayına da Zazaki temel eğitimini vereceğiz. Sadece dil meselesi de değil, yerel kültürü de tanımak bakımından yani orada düğün de ne olur? Diyelim hanım öğretmenlerimiz bir kına gecesine gittikleri zaman ne yapmaları gerekir,erkek öğretmenlerimiz bir sıra gecesine gittikleri zaman ne yapmaları gerekir? Yerel kültürü de tanıyacakları bir hizmet içi eğitimden de geçireceğiz.”
Dershanelerin dönüşümü
“Daha önce dershane statüsünde çalışan kurumlar Özel Öğretim Kanunu ve yönetmeliği gereğince ya bir ilkokula, ya bir anaokuluna, ya bir ortaokula, ya bir liseye ya bir temel liseye dönüştüler veya ayrıca kurslar açtık.
Onun dışında da özel sektör eğitim kurumları, ama büyük bir kısmı okula dönüştü. Geçmişte böyle bir illüzyon vardı, ‘dershaneye gitmeden olmaz.’ Bu illüzyonun doğmasının önemli bir nedeni de sınavların daha çok dershane odaklı olarak, dershanede öğretilen teknikler üzerinden düzenleniyor olmasıydı. Yaptığımız düzenlemeyle sınavları gerek TEOG dediğimiz temel eğitimden orta öğretime geçiş, yani ortaokuldan liseye geçiş sınavlarında da, üniversiteye giriş sınavlarında da ders odaklı okul odaklı, sınıf odaklı hale getirdik. Sorulan sorular öğrencinin sınıfta öğrendiği konulardan çıkan sorular dolayısıyla, dershaneye ihtiyaç aslında kalmamış olmakla birlikte, yine de her şeye rağmen ‘ben okulda aldığım dersin dışında bir takviyeye de ihtiyaç duyuyorum. Matematik dersini Ayşe Hanımdan, bizim öğretmenimiz anlatıyor ama ben Ahmet Bey’den de dinlemek istiyorum, çünkü Ahmet Bey iyi anlatıyormuş böyle şeyler vardır veliler arasında, o öğretmen şu konuyu çok iyi anlatıyordu. Dolayısıyla, okullarımızda takviye kursları açtık. Bu takviye kursları ücretsizdir, bütün okullarımızda her düzeyde, her konuda açılan takviye kursları ücretsiz.
Öğrencilerden ve velilerden herhangi bir ad altında para alınması yasaktır. İster yabancı ders kitabı vereceğiz diye para alınsın, ister işte okula katkı olsun böyle bir şey söz konusu değil. Yardımcı ders kitabına da ihtiyaç yoktur, çünkü bizim bugün de tanıtımını bir kere daha yapacağız Eğitim Bilişim Ağı (EBA) diye büyük bir portalımız var, dünyanın en büyük eğitim portalıdır. Bu EBA’da istemediğiniz kadar yardımcı ders materyali vardır, ücretsizdir ve 24 saat açıktır. Orada herhangi bir dersten herhangi bir konuda ne olabilir? İletişim meslek lisesinde televizyon yayıncılığı konusunda verilen dersi beğenmediyseniz veya dinlemediyseniz veya kaçırdıysanız veya anlamadıysanız EBA’ya girerseniz size o konuda mutlaka bir ders vardır video anlatım olarak ders vardır.
Şu anda 7,5 milyon öğrencimiz ve öğretmenimiz bu EBA’dan yararlanıyor; dünyanın en büyük portalıdır.”
4 milyon 300 bin öğrenci, takviye kursu için müracaat etti
“Takviye kurslarına geçen yıl 2 milyon 600 bin öğrencimiz devam etti. Bu yıl 4 milyon 300 bin öğrencimiz takviye kursu almak için müracaat etti. Nereye müracaat etti? Bizim e-kurs modülümüz var. e-okulda e-kurs. Buraya girdiği zaman öğrenci takviye kursu almak isteyen öğrenciler buraya müracaat ediyorlar. Takviye kurslarında ders vermek isteyen öğretmenlerimiz de buraya isimleriyle müracaat ediyorlar. Bu yıl 250 bin öğretmenimiz müracaat etti. 250 bine yakın öğretmenimiz de müracaat etti,hatta 300 bine yaklaşıyor şimdi bildiğim kadarıyla.Okullar müracaat ediyorlar dolayısıyla; biz öğrencilerimizle okullarımızı ve öğretmenlerimizi e-kurs modeli üzerinden buluşturuyoruz. Ücretsiz takviye kursları EBA’yı da bu arada bir kere daha hatırlatıyorum.
EBA’da ücretsiz. EBA’nın içinde 150 binin üzerinde yardımcı ders materyali var, ayrıca kitaplar var, dergiler var, testler var, ödev örnekleri var. Bütün öğretmenlerimizin ve bütün öğrencilerimizin bir EBA şifresi var. Bu EBA şifresiyle girdikleri takdirde bu yardımcı ders materyallerinden ücretsiz olarak yararlanabiliyorlar 24 saat.”